sınırın güneyinde, güneşin batısında-hm

başkahraman: hacime (japonca, başlangıç demek)

* bir yanı yetişkin, bir yanı çocuktu -ve birbirleriyle uyumsuzdular. bu da insanları huzursuz ediyordu.

* izumi: korkuyorum. bu aralar kendimi kabuksuz bir salyangoz gibi hissediyorum
   hacime: ben de korkuyorum. kendimi perdesiz ayaklı bir kurbağa gibi hissediyorum.

* insan, sadece var olarak diğer bir insanda dönüşü olmayan yaralar açabiliyordu.

* miso çorbası: japon mutfağından geleneksel bir çorba

* deja vu nun tersi bir duygu. etrafımdakileri daha önce de gördüğüme değil, ileride göreceğime dair bir önsezi. 

* aşıklar, talihsiz bir yıldızın altında doğarlar.

* seni suçlamıyorum. başkasını seviyorsan, yapılacak pek bir şey yok. canın kimi isterse onu seversin. bunu biliyorum. güzel günlerimiz oldu ve bana iyi baktın. seninle yaşamaktan çok mutluydum. beni hala sevdiğini düşünüyorum fakat sana yetmediğim gerçeğinden kaçamayız. 


* film: arabistanlı lawrence

albüm
- beethoven, pastoral
- peer gynt suite
- liszt, piyano konçerto
- nat king cole-pretend
- handel, piyano konçerto
- star-crossed lovers
- nat king cole-south of the border
- as time goes by


not: haruki murakami kitapları okumaya devam. şahaneydi.