Benim için ilk kitabı, Hande Altaylı'nın ise ikinci kitabı olan ve Remzi Kitabevi'ne ait MARAZ'dan alıntılar:
* İyi insanların vicdanlarını rahatlatmak için yapmayacakları şey yoktur. Sırf başkaları onların iyi olduğunu düşünsün diye analarını bile satarlar.
* Bazen bencilliğin en büyük erdem olduğunu düşünüyorum. Daha az yalan, Daha çok gerçekten oluşuyorsun o zaman.
* Aslı: Ölümden korkuyor musunuz?
Münevver hanım: Elbette korkuyorum. Belki inançlı olsaydım daha az korkardım. Ama inancım yok. Size tavsiyem inanabiliyorsanız inanın. Bir zararı yok.
Aslı: Siz niye inanmıyorsunuz o zaman?
Münevver hanım: Çünkü ben Tanrı'nın bize bunları niye yaptığını hiç anlamadım. Farklı mizaçlarda yaratılıp, aynı sınava tabi tutulmamızın sebebini, öyle bir sınavın neden gerektiğini, neden en başta kusursuz yaratılmadığımızı, içimize kötülük koyup sonra bizi bunun için yargılamayı aklım bir türlü almadı ama en başta onun bunu neden yaptığını anlamadım.
*Geçmiş geçmemiş, gelecek gelmemiş ama dünya yeniden kurulmuştu.
TDK'ya göre 'maraz', hastalık veya dayanılması güç bir durum anlamına gelirken; Hande Altaylı yapmış olduğu bir röportajda "Kitabın adı neden 'Maraz' ? " sorusuna şu cevabı veriyor:
"Biliyorsunuz, maraz hastalık demek. Ama bunun yanında huysuzluğa, geçimsizliğe, ruhsal sıkıntılara dair güçlü çağrışımlar yapıyor. Kitaptaki karakterlere baktığınızda hepsi aslında çok sıradan insanlar ve hepsinin sıradan insanlara ait bozuklukları var. Hepimizde olan ya da hepimizin maruz kaldığı marazlar..."